19 Mayıs 2009 Salı

ATATÜRK; : «BEN 19 MAYIS'TA DOĞDUM»


Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs İle ilgili olarak Silah Arkadaşları ile sohbet sırasında “ BEN 19 MAYIS’TA DOĞDUM” Diyerek 19 Mayıs Tarihinin önemini belirtmiştir
19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı Türk Cumhuriyetlerinde olduğu gibi Safranbolu ilçesinde de Coşku ile kutlanacak
Bugün Sabah Saat 09.00 da Misaki Milli Meydanında bulunan Atatürk Anıtına Çelenk Konulması ile başlayacak olan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı Çelenklerin konulmasının ardından Saat 10.00 da İlçe Stadyumunda Devam edecek
Saat 15.00 de Anadolu Kız Meslek ve Anadolu Meslek lisesi Grafik ve Tasarım bölümü tarafından hazırlanan Resim Sergisi Cıngıllıoğlu Sanat Galerisinde açılacak
Saat 20.00 de Aslanlar Kültür Merkezinde Gençlik Şöleni düzenlenecek olup Saat 21.30 da Şölenin bitmesi ile birlikte Gençlik Merkezinden Atatürk Anıtına kadar Fener Alayı Düzenlenecek21-22 Mayıs Tarihleri arasında Açık kalacak olan İMKB Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi tarafından hazırlanan Resim –Heykel Sergisi 21 Mayıs Saat 14.00 de Açılacak
28 Mayıs Saat 19.00 da ise Çelik Palas Restaurant da “ Bir Bahar Akşamı” Adlı Şiir Dinletisi ile 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı Törenleri sona erecek
19 MAYIS ÖNEMİ
16 Mayıs günü İstanbul’dan Bandırma Vapuru'na bindi. Bu yolculuğu General Hikmet Gerçekçi şöyle anlatıyor:« Karargah üstlerinin hemen hepsini deniz tutmuştu. Kimse kamarasından dışarı çıkamıyordu. Samsun'a az bir yolumuz kalmıştı. Herhangi bir terslik çıkmazsa, çok değil yarın sabah orada olacağımızı ümit ediyorduk, bu düşünceler içinde güvertede ellerimle küpeşte demirini tuta tuta yürümeye çalışırken O'nun kamarasından çıktığını gördüm. Sert bakışlarıyla ufka bir göz gezdirdikten sonra kaptan köşküne çıktılar. Bandırma vapurunda hemen herkesi deniz tutmuştu, oysa Mustafa Kemal dipdiriydi ve çok sağlıklıydı. Kıyı bir ana baba günü halini aldı. Gemimiz demir atınca coşkun gösteriler yükseldi. Hemen ardından geminin etrafını kayıklar aldı. Halkın bu coşkun gösterisini görünce boğazıma bir şey tıkandı, gözlerim yaşardı. Vapur 19 Mayıs sabahı Samsun Limanına yanaştı. Kemal Paşa ve arkadaşları Samsun'da sevinç gösterileri ile karşılandı.»Bu Türkiye Cumhuriyetinin Kuruluşunun ilk Adımını oluşturdu

HALKIN NÖKERİ


BİR KENTİN GELİŞEBİLMESİ


Bir kent in gelişebilmesi, kabuğunu kırıp rakipleri karşısında öne geçebilmesi o kent teki birlik beraberlik duygusu, kent i yönetenler arasındaki uyum ,kent teki dinamiklerin aynı hedefe yönlendirilmelerine bağlıdır.
Bu bağlamda Karabük ümüzü ele alırsak, durum maalesef şu an için hiç iç açıcı gözükmemektedir. Karabük ün ekonomisinin bel kemiği olan Kardemir yönetimi ile Karabük ümüzün en önemli sivil toplum örgütü olan ve iş dünyasının buluştuğu en önemli platfrom olan Ticaret ve sanayi odası arasındaki gerginlik Sanayi ve Ticaret Bakanı sayın Nihat Ergün ün önünde tartışma seviyesine tırmanmış durumda. Yine Karabük ün en önemli makamına iktidar ile kavgalı muhalif bir belediye başkanının seçilmesi yerel yönetim ile hükümet arasında uyumun zor olduğunu göstermektedir. Ayrıca sayın başkan Karabük ün dertlerinden çok, seçimde etmiş olduğu hesapsız sözlerin altında kalmama sevdasıyla basit basit konuları kendine iş edinmişe(ki öyle) durum daha vahim demektir.
Karabük ün önemli dinamiklerinden Çelik iş sendikası genel başkanı ve Karabük spor başkanının davet edildiği Ticaret ve sanayi odası meclisinde adeta azarlanması şube başkanının ise iyice terslenmesi, iktidarı elinde tutan Ak partinin il kongresin de adeta ortadan ikiye bölünecek şekilde bir sonuçla neticelenmesi ve milletvekillerin aleni taraf olup kulislere girmesi kongreyi kaybeden tarafın kendini dışlanmışlık duygusu içinde adeta pusuya çekmesi, en büyük ekmek kapımız Kardemir den sendikal hesaplarla olduğu iddia edilen gerekçelerle insanların işlerine son verilmesi yine belediyeden içinde Karabük ün en büyük mahallesinin muhtarının da bulunduğu bir gurubun siyasi olduğu iddia edilen sebeblerle işlerinden atılması, Karabük ümüzün içinde bulunduğu ruh halini ortaya koymaktadır.
Karabük ün en büyük istihdam sektörü olan çelik sektöründe ,hammadde yetersizliği ve bölüşüm adaletsizliği sebebi ile haddehanelerimiz çalışamamaktadır. Buda Karabük ümüzü mevcut işsizlere ilaveten ekstra 3000 işsizin katılımı ülkemizin en yoğun işsizliğinin yaşandığı yer haline getirmiştir.
Evet Karabük ümüzün durumu budur.Şimdi kafamızı elimizin arasına alıp düşünmemiz ve Karabük ümüzü nasıl bu sıkıntılardan kurtarırız, nasıl tekrar koşmaya başlatırız sorularına hep birlikte cevap aramamız dileğiyle

SAFRANBOLU KENT TARİHİ MÜZESİ “BENİM GÖZÜMDE İŞTE HAYAT” VE “KARABÜK İLİ ÖZÜRLÜ ENVANTERİ PROJESİ” TANITIMINA EV SAHİPLİĞİ YAPTI


Safranbolu Kent Tarih Müzesinde Yapılan tanıtıma TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın Eşi ve ÖZEV Başkanı Saime Toptan, Vali Nurullah Çakır ve Eşi Cemile Çakır, Milletvekili Mehmet Ceylan, Kaymakam Gökhan Azcan, Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu İş ve Uğraşı Tedavisi Ünitesi Sorumlu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Kayıhan, İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Hüseyin Ülgen, protokol üyeleri ve engelli çocuklar katıldı.
“Benim Gözümde İşte Hayat” projesi ile ellerini kullanabilen özürlü çocuklarla, eğitilebilir zihinsel engelli çocuklarımıza okul dışında deneyimli fotoğraf gönüllülerinden alacakları fotoğraf eğitimi ile fotoğraf çekme becerileri kazandırılacak, sosyal yaşama katılmaları sağlanarak, kendilerini fotoğraflarla ifade edebileceklerdir.
“Karabük Özürlü Envanteri” Projesi ile de İlimizdeki engellilerin sayıları tespit edilerek, onlara yönelik çalışmalara ağırlık verilecektir.
Projelerin tanıtımı sonrasında fotoğrafçılık eğitimi alacak 23 engelli öğrenciye İstanbul Kültür ve Sanat Derneği tarafından hediye edilen fotoğraf makineleri tanıtım toplantısına katılan ÖZEV Başkanı Saime Toptan, Vali Nurullah Çakır ve Eşi Cemile Çakır, Milletvekili Mehmet Ceylan, Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu İş ve Uğraşı Tedavisi Ünitesi Sorumlu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Kayıhan tarafından engelli öğrencilere dağıtıldı.

«GEÇMİŞ, GELECEK İÇİNDİR»


18-24 Mayıs Müzeler Haftası olarak kutlanmasına rağmen Tarihi eseri bol olan Fakat Müzesi bulunmayan Karabük ilinde Müzeler Haftasını kutlamanın bir anlamı bulunmuyor Oysa Tarihi eserlere Sahip çıkmanın b.ir Vatandaşlık görevi olduğu bilincinde olmamıza rağmen bunu Görmezden gelenlere Söyleyelim “Geçmiş Gelecek içindir”
Karabük Merkez 1937 yılında Demir Çelik (Kardemir) Fabrikasının temellerinin atılması ile gelişen bir kenttir Teknolojinin hızla gelişmesi ile Kardemir’in ilk kuruldugu yıllarda çalışan Aksamlar Devre dışı kalmıştı Temelinin atılışı,zamanın Eşyaları bir zamanlar DÇ Müzesi adı altında sergilenirdi Bugün bu Müze Yok oldu Yok edildi
Safranbolu 3000 yıllık bir Geçmişe sahip olması nedeniyle El Yazması Kuran’ı Kerim ler den Tarihi Eşyalara kadar ,Kazılardan çıkar Taşlara kadar ,Yenice ilçesinde yapılan ve M.Ö 5 Yüzyıldan kalma Hadrianapolis Antik Kentinden çıkartılan Zamanın uygarlığına ait Eşyalar, Yenice ilçesi, Eflani ilçesi, Kaya Mezarlarının yanı sıra hiçbir Kazı yapılmamış ( Defineciler Hariç) halen Bakir duran Ovacık ilçesinin tarihi mekanları bulunuyor
Karabük ilinde Müze olmaması nedeniyle İl Genelinde Çıkartılan ve Tarihi eser Hüviyetini taşıyan tüm Eserler Çeşitli MÜZELER de Sergileniyor Yani Bizim eserlerimiz ile bazıları Para kazanıyor
Karabük Milletvekilleri bu konuyu iyi değerlendirmeli Köprü girişinde 50 Kuruşun Hesabını soranlara birgün Karabük Halkı Müzenin hesabını sorar
İki Dönemdir İktidar Partisinden 3 Er Milletvekili Gönderiyor Bu Vekillerin Karabük iline Şükran Borcu var bu Milletin Oyları ile seçildikleri Mecliste Karabük Halkını temsilen bulunuyorlar KARABÜK MÜZESİ Kurulmalı Karabük Milletvekilleri bir eser Bırakmalı
Yanlışmı düşünüyoruz bilmiyorum ama Kıt İmkanlara Rağmen Hüseyin Erer Çevizkent-Fatih Mahallesi- Öğrenci Evleri- Belediye Binası gibi eser bıraktı
Safranbolu Belediye Başkanı Mustafa Eren Meslek Yüksek Okulu- Jandarma Alayı ve Safranbolu ilçesini Unesco listesine aldırdı
Mehmet Ali Şahin Ovacık Spor Kampüsünü yaptırdı
Sıra Karabük milletvekillerinde Sizlerde Müzeler Haftası etkinliklerinde bir MÜJDE verin ve Karabük’e MÜZE Kuruluyor deyin
MÜZE; sanat, bilim, tarih, kültürle ilgili eserlerin halka gösterilmek için toplanıp sergilendiği yerlerdir.Eski eser; belge, anıt ve kalıntılardır. Eski eserler, bize, geçmiş yıllarda insanların düşünüş, inanç, yaşayış ve yetenekleri hakkında bilgi verirler. Geçmişi öğrenerek bugünü anlamamıza yardımcı olurlar.
Müzeler başlangıçta halka açık değildi. Müzelerden devlet yöneticileri ile bilginler yararlanıyordu. 1850 yılından sonra müzelerdeki eski eserler sergilenerek halkın ilgisine ve bilgisine sunuldu.
Yurdumuzda müze çalışmaları 1846 yılında Ahmet Fethi Paşa tarafından başlatıldı. İlk müze İstanbul’da Aya İrini Kilisesi'nde kuruldu. Daha sonra Osman Hamdi Bey zamanında yurdun çeşitli bölgelerinde özellikle Nemrut Dağı'nda eski Sayda kentinde yapılan arkeolojik kazılardan çıkan eserler İstanbul’a getirildi. Bugünkü İstanbul Arkeoloji Müzesi kuruldu. Osman Hamdi Beyin ölümünden sonra bu göreve Halit Eldem atandı. Onun zamanında Türk İslam eserlerini içine alan «İslam Müzesi» kuruldu.
1924 yılında Topkapı Sarayı müze olarak hizmete açıldı. 1928 yılında Etnografya Müzesi tamamlanarak hizmete girdi. 1934 yılında Ayasofya müze olarak hizmete sunuldu. Bu arada Konya, Bursa, Manisa, İzmir, Kayseri, Afyon, Antalya, Edirne, Adana illerimizde müzeler açıldı. Açılan müzeler geliştirildi. Eski müzeler onarıldı.
Cumhuriyet döneminde bir yandan müzeler açılırken öte yandan da arkeolojik kazılar yapıldı. Roma Hamamı, Ahlatlıbel, Alacahöyük, Alişar, Boğazlıyan kazıları ilk milli arkeolojik kazılardır. Bu kazılardan çıkan eserler Ankara'da Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ndedir.
Ülkemiz toprakları üstünde birçok uygarlıklar yaşanmıştır. Bu uygarlıkların kalıntıları, anıtları belgeleri müzelerimizde sergileniyor. Yurdumuzda bugün yüz yirmi yedi müzemiz vardır, bu müzelerde toplam iki milyonu aşan eski eser sergilenmektedir.
Yurdumuza gelen turistlerin büyük bir çoğunluğu bu müzelerimizi gezmektedir. Müzelerimizi zenginleştirmek için bulduğumuz eski eserleri müze yöneticilerine teslim etmeliyiz. Çevremizde izinsiz kazı yapılıyorsa durumu ilgili makamlara bildirmek bir yurttaşlık görevidir.Yurdumuzun tarihi değerlerine eski eserleri koruyarak sahip çıkmalıyız. Bu onurlu bir yurttaşlık görevidir